Ramazan ayında öğün sayısının azalması ve yaklaşık 16-17 saati bulan açlık süresiyle birlikte günlük alınan enerjinin düşmesi ve sıvı tüketiminin de azalmasına bağlı olarak metabolizma hızı yavaşlamaktadır. Oruç tutarken değişen beslenme düzeninizin sağlığınız üzerinde bir takım yan etkileri olabilir. Bu yan etkilerden korunarak, Ramazan ayını çok daha rahat ve sağlıklı geçirmek için dikkat edilmesi gereken noktalara birlikte göz atalım.
Uzun süre açlık, metabolizma hızının yavaşlamasına neden oluyor. Bununla birlikte sahura kalkmadan oruç tutulduğunda metabolizma hızı iyice yavaşlamış oluyor. Dolayısıyla gün boyu enerji dengesinin sağlanması için mutlaka sahura kalkmak gerekiyor.
Uzun saatler süren açlık sonrası oturulan iftar sofralarındaki lezzetli ana yemekler çok cazip görünebilir fakat hafif bir çorba içip 15 dakika bekledikten sonra ana yemeğe geçmek sofradan çok daha rahat kalkılmasına yardımcı oluyor.
Her sofrada olduğu gibi iftar sofraları da sonunda tatlıya bağlanır. Ancak özellikle şerbetli tatlıların gereğinden fazla tüketilmesi, yaratabileceği sindirim sorunlarının yanı sıra kilo alınmasına da neden olabilir. Bu nedenle tatlı yerine mevsim meyvelerinin tercih edilmesi gerekiyor. Tatlısız yapamayanlar için ise Thermomix ile hazırlayabileceğiniz Muzlu Dondurma en masum seçenek olabilir.
Oruçlu geçen süre uzadıkça vücudumuz daha uzun süre susuz kalıyor. Bunu önlemenin yolu ise iftarla sahur arasında ortalama 10-12 bardak su tüketmek. Su tüketim miktarı kişiden kişiye değiştiğinden, tüketmeniz gereken su miktarını kilo başına yaklaşık 30 ml olarak hesaplamak mümkün. Örneğin 60 kilo olan birinin 60 x 30 ml = 1800 ml. suya ihtiyacı vardır.
İftarda ve sahurda yüksek kalorili yiyecekler yerine salatalık, domates, biber ve maydanoz, dereotu, tere, roka gibi lif oranı yüksek besinlerin tüketilmesi tok tutucu etkisinin yanında kilo kontrolüne de yarar sağlar.
İftardan sonra içilen kahve ve çay vücuttan su atımını hızlandırıyor. Bu da vücudun susuz kalmasına neden olabilir. Bu nedenle Ramazan Ayı boyunca çay ve kahve tüketiminin mümkün olduğunca azaltılması gerekir. Eğer çaysız ve kahvesiz olmaz diyorsanız, almanız gereken miktarda suya ek olarak içtiğiniz her bardak çay ve her fincan kahve için ekstra su tüketerek vücudunuzun susuz kalmasına engel olabilirsiniz.
Uzun süren açlık bağırsak hareketlerinde yavaşlamaya ve dolayısıyla da kabızlık problemine neden olabilir. Bunu önlemek için, hem iftarda hem de sahurda lifli gıdalar tüketilmelidir. Ayrıca, kefir, probiyotik yoğurt, porsiyonlarını abartmamak kaydıyla kuru kayısı, kuru incir, armut gibi meyveleri tercih etmek de fayda sağlayabilir.
Sağlıklı bir protein kaynağı olan yoğurdu ya da ayranı iftarda yemeklerinizin yanında tüketebilirsiniz. Ara öğün olarak evde hazırlayacağınız meyveli yoğurtla tatlı ihtiyacınızı da giderebilirsiniz.
Ramazan ayında yavaşlayan metabolizmayı hızlandırmanın ve sindirimi rahatlatmanın en etkili yolu hareket etmek. İftardan sonra, her gün 20 - 25 dakika yürümeyi ihmal etmeyin.